Herkesin bir hikayesi vardır. Benim hikayem de yıllar yıllar önce işte tam da burada Türkiye’nin en güzel şehirlerinden olan Eskişehir’de başlamıştı. O yüzden yazmaya buradan başlamak istedim.
Türkiye’nin en kalabalık şehirlerinden biri Eskişehir. Sebebi üniversiteler tabi ki. Anadolu Üniversitesi, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi ve Eskişehir Teknik Üniversitesi’nin yer aldığı şehrin büyük çoğunluğunu öğrenciler oluşturuyor desek yanlış olmaz. Ben de Eskişehir’de üniversite okumuş biri olarak iyi ki Eskişehir’i seçmişim diyorum yıllar sonra bile. Köprüleri, parkları, heykelleriyle sanatla iç içe olan bu şehir adeta küçük bir Venedik. Kesinlikle Avrupa ile yarışacak kadar güzel. O yüzden bir gün yolunuz buraya düşerse diye görmenizi tavsiye edeceğim en güzel beş yeri anlatacağım bu yazımda.
Bu yerlere geçmeden önce neyi ile meşhur Eskişehir derseniz benim aklıma gelen ilk şey Kalabak Su 🙂 Bunu ancak orada yaşamış kişiler anlar. Sabahları kimseler uyanmamışken kendine özgü melodisiyle dıttt… dıttt… dıtttt… Kalabak Su… sesini hala hatırlıyorum. Onun dışında Lüle Taşı sadece Eskişehir’de çıkar. Pipo ve süs eşyası yapımında kullanılır. Eskişehir Bor madenleri bakımından da oldukça zengin bir şehrimizdir.
Yiyecek olarak Met Helvası, Nuga Helvası, Haşhaşlı Çörek ve tabi ki Çibörek ile meşhurdur. ” Ğ ” yokmuş orijinalinde öyle diyorlar 🙂 Papağan ‘da Çibörek yemediyseniz gezmiş sayılmazsınız şimdiden söyleyeyim 🙂 Balaban Kebabı da Eskişehir mutfağında önemli yer tutar.
Son olarak Türk Silahlı Kuvvetleri Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı Muharip Hava Kuvveti, Hava Füze Savunma Komutanlığı, 1. Hava İkmal ve Bakım Merkez Komutanlığı ve 1. Ana Jet Üst Komutanlığı da Eskişehir’de bulunuyor. O yüzden gidince duyacağınız jetlerin, uçakların sesleri bir an sizi ürkütebilir ama zamanla yaşayınca alışıyor insan 🙂
Hadi gezmeye başlayalım. Bu şehrin en güzel yerlerini sıralıyorum şimdi.
1. Odunpazarı Evleri
Odunpazarı Evleri, Eskişehir’in Odunpazarı semtinde yer alan Osmanlı Dönemi’nden kalma tarihi evlerdir. 2012 yılında Unesco Dünya Mirası Geçici Listesi’ne girmiştir. Geleneksel Anadolu Türk Mirası’nın örneklerini taşıyan semt, kıvrımlı yolları, çıkmaz sokakları, ahşap süslemeli cumbalı evleri ile geçmişten günümüze kadar gelmiştir. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde adı geçen sokakların beş tanesi aynı isim ile korunmuştur. Eskişehir’e gelip de kahverengi çerçeveleri ile adeta yağlı boya tablolar gibi görünen bu evleri görmeden gitmek olmaz 🙂
2. Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi
Balmumundan yapılmış heykellerden oluşan ilk müze, Londra’da 1835 yılında açılan Madam Tussauds Müzesi olarak biliniyor. Türkiye’de ilk örneği ise Eskişehir’de açılan Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi olarak karşımıza çıkıyor. 2013 yılında kurulan bu müzede bizzat Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in yıllar boyunca yaptığı 200 kişinin heykeli yer alıyor. Göreceğiniz bazı isimler arasında Atatürk, Beyazıt Öztürk, Hulusi Kentmen, Adile Naşit, Kemal Sunal, Süleyman Demirel, İsmet İnönü, Cüneyt Arkın, Tarık Akan, Haldun Dormen, İlhan Selçuk ve daha pek çok kişi yer alıyor. Keyifle gezip eğlenebileceğiniz bir müze gitmenizi tavsiye ederim.
3. Sazova Parkı ve Masallar Şatosu
Bir varmış…bir yokmuş… diye başlayan pek çok masal duymuşuzdur çocukken, özellikle iyilerin kazandığı, kötülerin hep cezalandırıldığı mutlu sonla bitenlerden 🙂 Şimdi sizi sanki bir masalın içindeymişsiniz gibi hissettirecek bir yere götürüyorum. Burası Masal Şatosu 🙂
İlginç bir bilgiyle başlayalım. Eskişehir Sazova Parkı’nın içerisinde yer alan bu şato aslında Türkiye’de bulunan 8 tane kulenin bir araya getirilmesiyle yapılmış. İşte ilham alınan kuleler bunlar: Galata Kulesi, Burgulu Kule, Sindrella Kulesi, Kız Kulesi, Adalet Kulesi, Ulu Kule, Çan Kulesi ve Yivli Kule. Bu kulelerin birleşimiyle ortaya Disneyland’ı aratmayan bir atmosfer çıkmış.
İçerisinde ne var derseniz… Yok, yok 🙂 Gezerken zamanın nasıl geçtiğini bile anlamıyorsunuz. Dedelerimizden, ninelerimizden dinlediğimiz masalları rehber eşliğinde yaşama imkanı sunmasının yanında, özellikle çocukların hayal dünyalarını geliştirmeye katkı sağlaması amacıyla masal kahramanları, ojeleriyle donatılmış şatonun içerisi.
Her ne kadar çocuklara hitap ediyor gibi görünse de içindeki çocuğu kaybetmemiş herkesin burayı görmesini tavsiye ederim. Ve evet ben iyilerin her zaman bir şekilde kazanacağına inanırım aynı masallardaki gibi 🙂
Sazova Bilim Kültür ve Sanat Parkı, 400 bin metrekare üzerine kurulmuş bir park. Parkta Nuh’un Gemisi, Masal Şatosu, 25 bin metrekarelik yapay bir gölet, park çevresinde gezen buharlı mini tren, çocuklar için oyun alanları, hayvanat bahçesi, Sabancı Uzay Evi, su altı dünyası gibi birçok aktivite yapılabilecek, gezilip görülebilecek yer bulunuyor.
4. Porsuk Çayı ve Adalar Bölgesi
Eskişehir’in en bilinen, en hareketli cıvıl cıvıl bölgesi burası. Porsuk Çayı, Sakarya Nehri’nin en uzun koludur ve şehre muhteşem bir hava katmaktadır. Etrafında pek çok kafe, restoran bulunur. Bu bölgede hem çayınızı, kahvenizi içebilir hem de bu eşsiz manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz. Gelmişken Gondolla gezintiye çıkabilirsiniz. Bu bölgede sıkılmadan saatler geçirebilirsiniz.
5. Reşadiye Camii ile Kurşunlu Camii ve Külliyesi
Kurşunlu Camii ve Külliyesi 16. yüzyılda yapılmış bir Osmanlı Dönemi eseridir. Odunpazarı semtinde yer alır. Caminin kubbesi kurşunla kaplı olduğu için bu ismi almıştır. Külliyenin içinde iki kervan saray, camii, şadırvan, talimhane, imaret gibi kısımlar yer alır.
Reşadiye Camii 1916 yılında inşa edilmiştir ve güzel mimarisiyle ilgi çekmektedir. 1969-1978 tarihleri arasında ismi korunarak tekrar inşa edilmiştir.
Son Olarak Çiböreğin Tadına Bakmayı Unutmayın 🙂
Daha fazlası için İnstagram sayfamı takip edebilirsiniz.