Burası Torosların eteğinde Isparta’dan yaklaşık 50 km mesafede Keçiborlu İlçesi’ne bağlı Kuyucak Köyü. Ama herkes burayı Lavanta Köyü ya da Lavanta Kokulu Köy olarak biliyor. Aslında bu iş bir proje olarak başlamış. Turizm ve Kültür Bakanlığı, Anadolu Efes ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı işbirliği ile “Gelecek Turizmde” adlı bir kalkınma projesi hazırlanmış. Lavanta Kokulu Köy Kadın Girişimciler Kooperatifi kurulmuş ve köydeki kadınlara bu alanda gerekli eğitimler verilmiş. Daha önce kurak ve boş olan tarlalara; kırsal turizmin canlandırılması, lavantadan elde edilen ürünlerin arttırılması, halkın gelir elde etmesi, istihdam ve girişimin artması amacıyla lavantalar ekilmiş. Öyle ki zaman içinde 3000 hektarlık bir alana yayılan tarlalarla köy hem Türkiye’nin Lavanta üretiminin %93’ünü karşılar hale gelmiş hem de yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmeyi başarmış. Lavantanın hikayesi aslında 1975 yılında Fransa’dan ilk fidelerin getirilmesi ile başlamış. Otuz kadar aileye dağıtılan fidelerin zamanla ekilip arttırılması ile 1990’dan sonra lavantanın ticaretine de başlanmış. Böylelikle Kuyucak Köyü bugünkü ihtişamını lavanta ile kazanmış.
Lavanta Köyü’nde neler yapılabilir?
Açıkçası köyde yapılacak çok fazla bir aktivite yok 🙂 O yüzden lavantaların çiçek açtığı dönemde gelirseniz siz de mor renkli tarlalarda fotoğraf çekimi yapabilir, köy ve civarını gezebilir, lavantadan yapılan ürünleri inceleyebilirsiniz. Ürün demişken lavantadan yapılan o kadar çok şey var ki bazıları şaşırtıcı 🙂 Dondurması, lokumu, kolonyası, kremi, sabunu, yağı, cilt bakım ürünleri, lavanta balı, lavanta çayı, lavanta kahvesi, lavanta gazozu, lavanta keki, lavanta kurabiyesi 🙂 Daha sayıyım mı ne ararsanız her şey lavantadan burada. Dondurması ve çayı çok güzeldi. Denemenizi tavsiye ederim 🙂
Peki Lavanta Köyü’ne ne zaman gidilir?
Lavanta tarlalarını ziyaret etmek için en uygun zaman Haziran, Ağustos arası. Sıcaklık, yağış gibi durumlar etki etse de lavantalar Temmuz ayının başında açmaya başlıyor ve hasadı da Temmuz ayının sonundan Ağustos ayının ortalarına kadar devam ediyormuş. Mevsimler bildiğiniz gibi tuhaflaştı, o yüzden Haziran’dan itibaren takip ederek ve Ağustos ayına kalmadan gitmenizi tavsiye ederim. Bir de bu köydeki lavanta tarlaları küçük küçük topluluklar, buketler halinde. Fotoğraflarda gördüğünüz uzun, aralıksız devam eden tarlalar burada değil. Gidip de hayal kırıklığı yaşamayın sonra 🙂 Buradan 20-30 dakika daha gitmeyi göze alırsanız Burdur’da bulunan Lavanta Deresi’nde daha büyük tarlaların olduğu söyleniyor. Açıkçası ben oraya gitmedim, amaç fotoğraf çekmek ise burası da yeterli olacaktır. Zaten turistlerin ilgisinden dolayı tarlaların etrafına fotoğraf çekmek için çeşitli objeler yerleştirmişler ve güzel bir atmosfer oluşmuş. Lavantanın mis kokusu eşliğinde burada sıkılmadan vakit geçirebilirsiniz. Ancak küçük bir uyarı, lavanta bahçelerinde oldukça çok arı bulunuyor. Eğer vücudunuz arı sokmasına ciddi tepkiler veriyorsa, alerjik bir bünyeniz varsa önleminizi almayı unutmayın.
Lavanta Kokulu Kuyucak Köyü’nden anlatabileceklerim bu kadar. Sonraki rotamız Salda Gölü. Lavanta bahçelerini gezenlerin bir çoğu rotalarına burayı da ekliyorlar. Aklınızda olsun her iki yeri de gezdiren turlar da var. Ben de ikisini birlikte gezmiştim. Salda Gölü’nü de bir sonraki yazımda anlattım.
Daha fazlası için İnstagram sayfamı takip edebilirsiniz.