• Tarihi yapılarıyla, köprüleriyle, manzarasıyla görenleri kendisine hayran bırakan oldukça hoş bir Akdeniz şehrine Porto’ya gidiyoruz bu kez. Porto, Türkçe’de liman demek. Tarih boyunca Liman Kenti olarak önemli bir rol oynayan şehir, bugün de ülkenin en önemli limanlarındandır. Portekiz’in kuzeyinde yer alan Porto (Oporto) başkent Lizbon’dan sonra ülkenin en büyük ikinci şehri. Şehrin ortasından geçen Douro Nehri şehri ikiye bölünüyor ve yaklaşık 900 km’lik nehir Atlantik Okyanusu’na dökülüyor. Okyanusa kıyısı olan bu şehir o kadar güzel ki, 2000 yıllık tarihi geçmişe sahip Douro Nehri’nin kuzey kısmındaki şehir merkezi, 1996 yılında Unesco Dünya Mirası Listesi’ne seçilmiş.
  • Burada konuşulan resmi dil Portekizce. Para birimi Euro. Ülkeyi gezmek için Schengen vizesi gerekiyor.
  • Portekiz’i, Porto’yu popüler yapan sebepler arasında dünyaca ünlü Porto şaraplarının burada Douro bölgesinden (Gaia bölgesi) toplanan üzümler ile yapılıyor olması. 13.yy dan beri Douro üzümlerinden yapılan bu şaraplar dünyanın pek çok yerine ihraç ediliyor.
  • Bir de Porto’da pek çok bina çiniler ve seramiklerle kaplı. Porto’da ün kazanan bu sanata Azulejos deniliyormuş. Bu çiniler o kadar ünlü ki devasa katedrallerde bile kullanmışlar. Dünyaca ünlü Cristiano Ronaldo gibi bir sporcunun Portekizli olması da burayı tanınır yapan faktörlerden tabi ki. 
  • Tarihi zenginliği, şarapları, renkli sokaklarıyla turistlerin gözdesi olan bu şehri gezmeye başlayalım.

1. Praça de Liberdade/Liberdade Square (Özgürlük Meydanı)

  • Porto’nun en hareketli, en meşhur meydanı burası. 1916 yılında kentsel dönüşüm sırasında inşa edilen gösterişli Avenida dos Aliados Bulvarı’nın sonu Liberdade Meydanı’na çıkıyor.  Meydanın merkezinde 1866’da dikilen Kral 4. Pedro’nun at üzerinde, elinde uğruna savaş verdiği anayasa belgesini tutan heykeli bulunuyor. Meydanda Gençlik Çeşmesi, Bereket Heykeli gibi değişik heykeller de var. Meydanın etrafında yapısı iyi korunan ortaçağdan kalma binalar, heykeller, alışveriş yapabileceğiniz mağazalar, restoranlar ve kafeler bulunuyor. Geziye başlamak için iyi bir başlangıç noktası diyebiliriz.

2. İnfante Dom Henrique Meydanı

  • Burası İnfante Dom Henrique Meydanı. Meydanın etrafında Sao Francisco Kilisesi (Igreja de Sao Francisco) , Bolsa Sarayı, S.Nicolau Kilisesi bulunuyor. 
  • Sao Francisco Kilisesi, 15. yy’dan kalma Gotik tarzda inşa edilmiş küçük bir kilise. Dışı her ne kadar Gotik tarzda olsa da içerisinde göz kamaştırıcı Barok eserler bulunuyor. Kilisenin içine giriş ücretli. İçerisi altın yaldızlı ahşap işlemelerle bezenmiş. Bu yüzden buraya Altın Kilise’de deniliyormuş. Bu kilise Unesco Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor.
  • Palacio da Bolsa (Bolsa Sarayı), St. Francis Kilisesi’nin hemen yanında yer alıyor. 18. yy’da yapılan saray, Neoklasik tarzdaki mimarisiyle göze çarpan Porto’nun en önemli tarihi yapılarından. Geçmişte resmi törenlere, devlet adamlarına ev sahipliği yapmış bu yapı günümüzde kültürel etkinlikler için kullanılıyor. Burayı bireysel olarak gezemiyorsunuz. 30 dk süren rehberli turlar var, katılarak içini görebilirsiniz. 

3. Clerigios Kilisesi, Clerigios Kulesi ( Torre dos Clerigos)

  • Şehrin bir diğer turistik noktası Clerigios Kilisesi ve Kulesi. Kule, Rua dos Clerigos Caddesi’ndeki kilisenin hemen yanında bulunuyor. 76 metre yüksekliğe sahip ve şehrin en yüksek kulesi. Bir zamanlar şehre deniz feneri olarak da hizmet eden bu kule 1754-1763 yılları arasında inşa edilmiş. Barok mimarisini yansıtan çan kulesine 240 basamak ve 6 kat çıkarak ulaşabilir, buradan şehrin panoramik manzarasını izleyebilirsiniz. (Kiliseyi gezmek ücretsiz. Çan kulesi ve müze ücretli.)

4. Porto Katedrali (Se do Porto)

  • Burası Porto’nun en büyük kilisesi ve şehrin sembolik yapılarından biri olan Porto Katedrali. 12. yy’dan kalma şatoya benzeyen katedral zamanında kale olarak kullanılmış. O dönemlerde katedraller şato gibi yapılıyormuş. Sebebi ise şehri korumak için kullanılmalarıymış. Zaman içinde çok defa restorasyon geçiren katedral de Gotik, Romanesk ve Barok Mimarisi’nin örneklerini görmek mümkün. Katedralin tarihi olarak da önemi var. Portekiz Kralı 1.John ile İngiltere Prensesi Philippa 1387 yılında bu katedralde evlenmişler ve bir anlaşma yapılmış. Portekiz ile İngiltere arasındaki bu anlaşma en eski askeri işbirliği anlaşması olarak tarihe geçmiş. Şehrin yüksek bir noktasında yer alan katedralden manzara oldukça güzel görünüyor. Burada hem katedrali gezip hem de manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz.

5. Ponte Dom Luis I Köprüsü

  • Porto’da görülmesi gereken bir diğer yer şehrin en gözde köprülerinden olan Ponte Dom Luis I Köprüsü, 1881-1886 yılları arasında yapılmış. İki kattan oluşan köprünün üst katı metro ulaşımı için, alt katı ise motorlu araçlar için kullanılıyor. Her iki kısımda da yayalar için kullanım alanı bırakılmış. Porto ile Gaia bölgelerini birbirine bağlayan köprünün mimarisi Eiffel kulesini andırıyor çünkü tasarımının arkasında Eiffel Kulesi’ni tasarlayan Gustave Eiffel’in öğrencisi Théophile Seyrig yer alıyor.  Köprüden karşı tarafa yürümek yaklaşık 20-30 dk kadar sürüyor. Yürüyerek geçmek daha güzel bu eşsiz manzaranın her bir noktasını buradan görmek mümkün. Köprüyü ve şehrin o büyüleyici manzarasını görmek için Mosteiro da Serra do Pilar Manastırı’nın da yer aldığı balkona da çıkabilirsiniz. Buradan da şehrin manzarası oldukça güzel görünüyor.

6. Serra do Pilar Manastırı

  • Ponte Dom Luis I Köprüsü’nü geçtikten sonra karşınıza çıkan tepede, 1996 yılından beri Unesco Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Serra do Pilar Manastırı çıkıyor. Dairesel mimarısıyla Gaia Bölgesi’nin dikkat çeken yapılarından biri olan manastırın yapımına 1538 yılında başlanmış ama pek çok aksaklıktan dolayı ancak 72 yıl sonra tamamlanabilmiş. Geçmiste İngiliz askerleri tarafından üst olarak da kullanılmış. Buradan Ribeira Bölgesi’ni, Douro Nehri’ni, Dom Luis I Köprüsü’nü ve şehrin panoramik manzarasını seyredebilirsiniz.

7. Ribeira Meydanı ( Praça da Ribeira )

  • Son olarak Ribeira Bölgesi’ne bakalım. Ribeira Bölgesi, Unesco Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor ve kentin dünyaca ünlü tarihi merkezi. Köprüden bakınca görünen renkli evler vardı ya, işte burası orası 🙂 Ribeira “Nehir Kenarı” demekmiş. Ribeira Meydanı’ndan kısa bir yürüyüş sonrası Ribeira İskelesi’ne (bu kısma Cais da Ribeira deniliyor) ulaşıyorsunuz. Douro Nehri’nin kıyısındaki bu bölgede restoranlar, kafeler, hediyelik eşya satan küçük küçük dükkanlar yer alıyor. Ribeira Meydanı’ndan başlayıp sahil boyunca dolaşmak oldukça keyifliydi. Burada manzara eşliğinde yemeğinizi yiyebilir, kısa bir mola verebilir ya da tekne turu yapabilirsiniz. Porto’nun ruhunu yansıtan bu bölgeye vaktiniz varsa gece de gelmenizi tavsiye ederim. Gece buradan şehrin manzarası daha da güzel görünüyor. 
  • Porto’dan anlatacaklarım bu kadar. Başka bir şehirde görüşmek üzere 🙂
  • Daha fazlası için İnstagram sayfamı takip edebilirsiniz.

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir